loader
Ağustos; “İncir Zamanı”

Ağustos; “İncir Zamanı”

Akşamüstü hava biraz serinlediğinde yürüyüşe çıkıyorum. Yolumun üzerindeki incir ağacının altına düşmüş siyah incirler kaldırıma yapışmış, üzerine basmadan geçmeye çalışıyorum. Yine de dallarına bakmadan edemiyorum. Acaba olgunlaşmış bir incir görebilir miyim umuduyla göz gezdiriyorum. Çoğunluğu yeşil, henüz olgunlaşmamış. Ağacın tepesinde ise olgunlaşmışlarını  görüyorum,  ancak ulaşamayacağımı biliyorum.

Yürüyüşüme devam ediyorum. Çocukluğumdaki incir ağacı aklıma düşüyor. Evimizin bitişiğinde küçük bir incir ağacı vardı. Onları toplamak bize mutluluk verirdi Ağustos aylarında.

İncirin sütü kaşıntı yaptığı için toplanacak zaman çok önemliydi. Sabahın erken saatleri ya da akşamüstleri uygundu. Sabahın erken saatinde küçük bir kap alarak evin bitişiğindeki ahırın çatısına çıkardık dikkatlice. Yeşilden bordoya  dönmesi  ve gittikçe koyulaşması incirin olgunlaştığını gösterirdi. Bazıları öylesine büyürdü ki kendiliğinden çatlardı. Böyle incirleri hemen toplamak gerekirdi. Yoksa bir iki gün içinde düşüverir ve erirdi. Olgunlaşmış incirleri ayırt etmek ve toplamak biraz maharet isterdi doğrusu. Kazara olgunlaşmamışlarını toplarsan sütü eline bulaşır ve hemen etkisini gösterirdi. Yakıcı olurdu incirin sütü. Toplarken, yıkamadan kabuğunu soyarak incir yemenin tadı da bir başkaydı. İnsan tadına baktığında kaptırdıysa kendini birkaç tane yiyiverirdi.

Toplanılan incirler, bir süre buzdolabında saklanır, yenilecekleri zaman yıkanırdı. Akdeniz’in önemli bir meyvesi olan incirin zamanı kısadır aslında. Ağustos ayında öylesine yoğun bir ürün verir ki incir ağacı,  Sonbaharla birlikte kaybolurdu birden.  Gelecek yaza kadar bir tat bırakır, giderdi.

Çocukluğumda incir demezdik biz. “Balart” denilirdi çoğunlukla. “Balartlar olgunlaşmış”, “balartları topladınız mı” cümleleri Ağustos ayına aitmiş gibi gelir bana. Sanki hala kulağımda annemin bu cümleleri yankılanır. Annem, ne çok severdi  balartları. Hergün özenle bakar, olgunlaşanları  biz çocuklarıyla paylaşırdı.

Portakal ağaçlarının sayısızlığına karşın, incir ağacı neden bu kadar azdı bahçemizde bilmiyorum. Belki de ondandır,  incir ağacımızın belleğimde bu kadar canlı kalması.

Ağustos; “İncir Zamanı”dır.  Akdenizliliğin önemli bir parçasıdır.

İmren Çalışkan Tüzün


Etiketler: İmren Çalışkan Tüzün

Şimdi Paylaş

0 Yorum

Yorum Yap

CAPTCHA Image 

Benzer Haberler

5. Ankara Uluslararası Komedi Festivali'nin programı

Sanat yönetmenliğini mizah yazarı Vedat Özdemiroğlu'nun yaptığı, yapımcılığını ise Gezgin Kültür Sanat'ın üstlendiği 5. Ankara Uluslararası Komedi Festivali'nin programı açıklandı.
Türkiye'nin ilk komedi festivali olan ve 2015'ten beri aralıksız düzenlenen Ankara Ulus...

Sinema sektörüne 32 milyon liralık destek

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Destekleme Kurulu kararını açıkladı. Buna göre 38 projeye bakanlık tarafından 32 milyon 350 bin lira destek sağlanacak. Bakanlığın uluslararası alandaki rekabet gücünü artırmayı amaçladığı animasyon türünde de 3 uzun metrajlı film desteklendi. 394 ...

FOX'un Yeni Dizisi Zümrüdüanka'nın Afişi Görücüye Çıktı

Çekimleri Kapadokya’da devam eden ve iddialı diziler arasında şimdiden yerini alan FOX’un

yeni dizisi “Zümrüdüanka”nın afişi yayınlandı. Kapadokya’nın masalsı görünümüne sahip

afiş, sosyal medyada şimdiden büyük beğeni topladı.

Yap�...