Mevsim geçişlerinde yaşanan hava değişimleri, grip ve soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalanma riskini artırıyor. Hava sıcaklıklarına aldanıp giyilen ince kıyafetler, değişen uyku ve beslenme düzeni vücut direncini düşürüyor. Eczacı Prof. Dr. Barkın Berk, mevsim geçişlerinde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde alternatif tedavi yöntemlerinin önemine dikkat çekti.
Mevsim geçişleri ile birlikte soğuk algınlığı ve grip salgınlarında artışlar görülüyor. Bu hastalıklardan korunmak içinse bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi büyük önem taşıyor.
Virüsler her yerde!
200’den fazla virüsün soğuk algınlığına yol açabildiğini belirten Eczacı Prof. Dr. Barkın Berk, virüslerin pek çok farklı bulaşma şekli olduğuna işaret ediyor. Prof. Dr. Barkın Berk, bunları en çok “asansör düğmesi, uzaktan kumanda, bilgisayar klavyesi, araba direksiyonu, ATM ve alışveriş arabaları” şeklinde sıralıyor.
Grip ve soğuk algınlığı arasındaki farklar
Prof. Dr. Berk, soğuk algınlığı ile grip arasında belirgin farklılıklar olduğunu belirterek “Soğuk algınlığında hapşırık, burun akıntısı ve hafif balgamlı öksürük var. Gripte ise ateşin yanı sıra baş, boyun ve vücut ağrısı ve terleme soğuk hissetme ve titreme gibi semptomlar da görülür. Genellikle soğuk algınlığı biraz daha uzun sürüyor ama grip hemen kendisini gösteriyor. Bu hastalıkların tedavisinde immun sistemin güçlendirilmesi adına alternatif tedavi yöntemleri de oldukça önem taşıyor.” dedi.
Takviye edici gıdalar virüslerle savaşmada etkili
Virüslerin hayatın her yerinde bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Barkın Berk, “Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlü olması ve virüslerle savaşabilmesi. Mevsim geçişlerinin veya bir takım dış etkenlerin oluşturduğu virüslerle meydana gelebilecek grip veya soğuk algınlığı ile savaşmak için en büyük görev bağışıklık sistemini güçlendirmek ve alternatif tedavi yöntemlerine yönelmek bunun için de doğal ve etkinliği klinik çalışmalarla kanıtlanmış olan takviye edici ürünler kullanılabilir” dedi.
Prof. Dr. Barkın Berk, grip ve soğuk algınlığında tüketicinin kullanım kolaylığından dolayı takviye edici gıdalarda form seçeneklerine de dikkat çekerken, özellikle efervesan formları tüketicilerin daha çok tercih ettiğini belirtti. Efervesan formun diğer formlara göre daha iyi absorbe olduğunu da sözlerine ekleyen Prof. Dr. Barkın Berk bu formun mide ve bağırsakta iyi tolere edildiğinin altını çizdi.
“Pelargonium Sidoides” ve Çinko etkisi
Prof. Dr. Berk, Afrika Sardunyası olarak da bilinen “Pelargonium Sidoides” etki mekanizmasının bağışıklık sistemi güçlendirilmesinde oldukça önemli olduğunu ifade etti. Berk, ““Pelargonium Sidoides”in en belirgin özellikleri; virüsün hücreye yapışmasını ve solunum yollarından aşağıya doğru inmesini engellemesi ve immun sistemi yukarı kaldırmasıdır” açıklamasında bulundu.
Çinkonun da vücutta 300’den fazla enzimin fonksiyonu için gerekli olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Berk, buna nazaran çinkonun vücutta depolanmadığını belirtti. Bağışıklık sistemini çok yönlü etkileyen çinko eksikliğinin pek çok enfeksiyonun gelişiminde bir risk oluşturduğunu da ifade ederek gerekli durumda doktor tavsiyesi ile takviye edilmesi gerektiğini vurguladı.
0 Yorum