Dünyanın herhangi bir yerinde bir ailenin, çevrenin içine doğar insanoğlu. Ailesini, ülkesini seçme hakkı yoktur dünyaya gelirken. Nasıl olabilir ki! Bazen soylu, zengin bazen ise yoksul bir ailede başlar yaşam serüveni. Büyüdükçe, ailesinin, çevresinin koşullarını algılamaya başlar.
Zengin bir ailede bolluk ve refah içinde yaşarken; çevresindeki diğer insanların neden daha kötü koşullarda, neden yoksul olduklarını sorgulamaya başlar. Yoksul bir ailenin çocuğu ise zenginlerin yaşam koşullarına dikkat kesilmeye başlayacaktır.
Zaman gelecek zenginlik içindeki çocuk, bu durumundan utanmaya başlayacak, elindekini diğerleriyle paylaşmanın yollarını arayacak ya da o varsıllığı bir tutku uğruna yok etmenin türlü hilelerine başvuracaktır.
Zamanla toplum bu kişilere tam da anlaşılamayan bir haset duymaya, onları dışlamaya başlar.. Ne de olsa sınırları belli, kurallı bir hayatın dışına çıkmaya, toplumun güven içinde herşeyi olduğu gibi kabul eden, arayışları olmayan insanlarına kötü örnek olurlar. İşte bu aykırı insanlar, “benim hayatımın dışında nasıl başka hayatlar yaşanıyor” merakına da düşeceğinden, zaman gelir, alıp başını gidebilirler.. Günlük rutin yaşamın kalıpları onlara dar gelir.
Böyle kişiler aslında topluma sanıldığı kadar zarar vermezler. Daha çok kendilerine ve ailelerine hayatı biraz zehir ederler. Örneğin, böyle bir baba düşünün. Çocuğu “Neden benim babam da diğer babalar gibi değil” diye üzülür, yeri gelir babasından utanır. Bu doğaldır da. Çocuk, babasının bir arayış içerisinde olduğunu, daha iyi bir dünya kurmayı hayal ettiğini bir türlü anlayamaz.
Peki, yoksul bir ailede aynı şeyler yaşanabilir mi? Böyle bir kişi ne kadar çalışsa da, her gün düzenli işine gidip gelse de, yine de istediği zenginliğe ulaşamayacaktır belki. O da farklı bir şekilde yollara düşecektir. Daha iyi bir gelecek uğruna yerini, yurdunu terkedecek, yaban ellerde daha iyi para kazanmanın yollarını arayacaktır. Yoksul insanların aykırı bir hayat sürmesi daha zor gibi görünüyor bana.
Sözünü etmeye çalıştığım aykırı insan tanımlamasına, Dostoyevski’nin romanlarında, Çehov’un öykülerinde rastlarız çoğunlukla. Günümüzde ise insanların paraya taptığını düşünsek de, içimizden her zaman aykırı insanlar çıkmaya devam edecektir.
İmren Çalışkan Tüzün
0 Yorum